26 Aralık 2011 Pazartesi

Sanal Romans..




Hayat hep korktuklarımızı yanıbaşımıza getiriyor. Bir an olsun boş bırakırsanız kendinizi hiç beklemediğiniz yerinizden vuruyor. Siz daha elinizi yaranın üzerine koyup kanı durdurmaya başlamadan iyileşmeceğinin haberini veriyor. Siz kaç defa parçalandınız böyle? Kaç defa birinin ardından parçalara ayrılıp yere dağıldığınızı hissettiniz?

Bir problemim var. Kendimi bu yaşta sanal romanslara kaptırdım. Yıllardır başıma gelmiyordu. Sanırım en son 17 yaşında falandım böyle şeyler hissettiğimde. Uzun zaman once tanıştık. Neredeyse hiç konuşmadık. Çok ilgili değildim MSN listemle. Genellikle sakin geçiyordu hayatım. Birikmekte olan ve beni yerle bir edeceğini bildiğim bir üzüntüm vardı ama bu defa kaşımıyordum. Biriksin istiyordum. Belki de önemsemezsem ve yok gibi davranırsam gider diyordum. O zamanlarda konuşmaya başladık işte. Hepinizin başına geldiğine eminim. Saatlerce süren konuşmalar. Basit bir romantizm değil. Her cümlenin bana dokunduğu ve ruhumu gerdiği cümleler vardı içlerinde. Uykusuzluğun değer bir şey olduğunu anladım. Günlerde böyle devam etti. Çok huzursuzdum ben ama. Bir sevgilisi olduğunu biliyordum. Bizim tanışmamızdan birkaç zaman once sevgili olmuşlardı. Çok yeniydi ve bana sevgilisine anlatamayacağı hiçbir şey yapmayacağını söylüyordu. Yaptı. Bana içinde kendisinin olduğuna yemin ettiği cümleler kurdu. Kendime inanamıyordum. 17 yaşıma geri dönmüş ve sanal romansların içinde yaşıyordum. Bir farkla bu defa huzursuzdum. Sevgilisinden hiç bahsetmiyorduk. Hiç! Günler geçti. Birbirimizi görmek için internete geldiğimizi biliyordum.

Artık üzerime gelmeye başladığında ve benimle yapmak istediği hayallerini anlatmaya başladığında durdum. Sevgilisini sormak istiyordum. O gün yapamadım. Bir gün sonar yine benim dönmemle birlikte yapacaklarımızı anlatmaya başladığında sevgilisini sordum. Sevgilisinden ayrılmak istemediğimi ve ayrılmayacağını ama benimle özel bir dostluk kurmak istediğini söyledi. Beynimden vurulmuşa döndüm. Ne yani benim bunu kabul edecek biri olduğumu mu düşünüyordu? Çok sert bir tepki verdim. Tüm üzüntümü yazdım hatta. Fakat uyuşturucu gibi etkisi vardı üzerimde. Sakinleştirdi beni. Durdurdu. Gitmek istediğimi söyledim. Hiç uyumadım gece. Aradan bir kaç gün geçti. Tüm sanal romanslar gibi etkisi azaldı. Bitti diyemiyorum. Hatta kendime hiç yakıştıramıyorum içine düştüğüm durumu. Bugüne dek hiçbir şey yaşamamış, görmemiş biri değilim ki. Belki de fazla şey yaşadığım için birinin bana bu kadar duyguyla gelmiş olması beni cezbetti. Bilmiyorum. Bildiğim tek şey eskisi gibi olmasa da hala konuştuğumuz ve onun tavrında sadece ufak bir değişim olduğu. Ben kesinlikle böyle bir şeyin içinde olmayacağımı ve olursam kendimi affetmeyeceğim için düşüncesinin bile beni irite ettiğini söyledim.

Fakat hala düşünüyorum. Neden düşünmeden? Hayal etmeden duramıyorum. Yoksa geçmişime geri mi dönüyorum?

2 yorum:

  1. hep nerden buluyorsun böylelerini ya ne kadar şanssızmışsın boşver bence bundan da bir iş çıkmaz...sanal romansa da inanmam,sanallığın girdiği yerde duygulardan bahsedilmez...

    YanıtlaSil
  2. İnan ben de bilmiyorum nerden bulduğumu. Aslına bakarsan onlar beni buluyor. Ya da ben bu şekilde mesaj yolluyorum evrene :) Ben de inanmazdım sanal romansa. Hatta romansa bile inanmazdım. İnanmayınca saçma sapan başına geliyor herhalde. Ayrıca bir iş çıkarmak gibi derdim yok. Yani kimseye öyle bakmıyorum. Bir amaç ya da hedefim yok.

    YanıtlaSil