30 Aralık 2011 Cuma

Yaşasın Ve Hadi Be!

Bir iki gündür yazamıyorum. Daha önce bahsetmiştim en yakın arkadaşım yanıma gelecek diye. Geldi! :) Çok özlemişim. Tatillerimiz ve işlerimiz yüzünden uzun zamandır görüşemiyorduk. O bir aylık bir tatile çıktı. Dönmeden iki gün önce ben Selanik'e geldim. Normalde her gün görüşen arkadaşlarız. Birbirimizden bir gün bile ayrı geçimekten hoşlanmayız. Bu ayrılık bize çok geldiğinden olacak sürekli sokaklarda gülerek, kahkaha atarak dolaşıyoruz. Bütün pastanelerin camlarına aç çocuklar gibi bakıyoruz. 

Onu yanımda ve her zamanki neşesiyle görmek bana kendimi iyi hissettiriyor. Oysa burası o kadar soğuk ki neredeyse donuyorum. Bir de ben asla bot giyemem kışın. Yağmur yağsa bile bot giymekten hoşlanmıyorum. Genelde daha spor şeyler tercih ediyorum. İstanbul'da ayaklarımın üşüdüğü hiç olmamıştı ama burda ciddi ciddi üşüyorum. Bu yüzden her sene olduğu gibi bademciklerime vurdu. Genelde Şubat ayı gibi olur ve ben su içemeyecek, konuşamayacak durumu gelirim. Herkes işe yarayan penisilin ben de işe yaramaz ve hastaneye yatmak zorunda kalırım. Türkiye'de olsak neyse de dönmeye birkaç gün kalmışken hastanelere düşmek istemiyorum açıkçası. Bu yüzden hasta gibi davranmıyorum. Yine dışardayım. Hastalığı yok sayıyorum.

Bugünü de birazcık serserilik yaparak geçireceğiz. Yazmak istediklerim var. En kısa zamanda yazacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder