2 Ocak 2012 Pazartesi

Yeniden İstanbul..


Klişe ile başlamak zorundayım. Ne zaman bu şehirden uzak kalsam döndüğümde ve boğazı gördüğümde özlediğimi fark ediyorum. Hiçbir yerde bu kadar güzeli böylesine özeli yok belki de.

Zeynep ve erkek arkadaşının geldiğini yazmıştım. Birlikte geçen dört harika günden sonra yeni yılı bir yunan restoranında hep birlikte bir yemekle kutladık. Ouzolar, şaraplar, mezeler ve daha bir çok şey. Karşımda çok sevdiğim dostum ve onun çok sevdiği adam. Kimse kimseyi yargılamıyor, tartmıyor. Herkes içinden ne geçerse onu söylüyor. Özlemişim böyle olmayı. Kahkahalarımız kocaman anılar yazdı bize. Sabah daha doğrusu öğlene doğru uyandığımızda otelin lobisinde buluştuk. Çıkış işlemlerimizi yaptıktan sonra ufak bir kahvaltı yaptık ve saat 15.00'a doğru yola çıktık. Selanik'ten İpsala'ya kadar Zeynep kullandı. Saat 18.30'a gelirken Yunan sınırındaydık. Bir saatimizi Duty Free'de geçirdikten sonra ben devraldım. Yol bir hayli kötüydü. Sohbet ederek geldik. Bir ara arabayı kullanırken gülmekten önümü göremediğimi farkettiğimde sağa çekmek zorunda kaldım ama vaktin nasıl geçtiğini anlamadık bile. Saat 22.00 gibi evimdeydim. Şimdi sakinledim. Dışarıyı ve özlediğim sokağı seyrederek yazıyorum bunları. 

Evimdeyim. Bildiğim, tanıdığım yatak. Özlediklerim.

Söylemiştim ya dolup kaçmıştım bu şehirden diye. Yine de doldursun problem değil. Yeterince güçlüyüm. Yıllar geçtikçe daha az inciniyorum. İnciniyor olsam da daha çabuk iyileşiyorum. Biliyorum bir gün gelecek ve acı artık anlamsız kalacak. Ben ben olduğum için katlanabiliyor olacağım. 

Bazen İstanbul'un bizden intikam aldığını düşünüyorum. Öylesine kırıyoruz ki onu. Öylesine hor kullanıyoruz ki o da bizi mutsuz ederek intikamını alıyor. Varsın alsın. Yine de değer. Burası benim için gerçek yaşam demek. Gerçek yaşamım yeniden başlıyor. Ufak bir ara vermiştim şimdi yine başlıyorum. İş için koşturmalar, kalp kırıklıkları kimbilir belki de birilerinin kollarında sonlanacak saçma sapan sevişmeler, gitmeler ve en önemlisi kalmalar. Öfkemin dibe vuruşu. Hayal kırıklıklarım.

Umurumda değil. Kaldırabilirim. Lisedeki kadar vurdum duymaz ve çocuk hissediyorum kendimi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder